joker go

Avatarınızı seçin: Siz hangi Go oyuncususunuz?

“Go hayatın tahta üzerindeki yansımasıdır” diye yazmıştım bir dönem. Çünkü Go’nun içindeki taktikler ve değişimlerle gerçek hayat arasında bağlantı kurmak işten bile değil. Ancak zengin olan sadece Go’nun içeriği değil. Tahtanın etrafına toplanmış oyuncular da bir o kadar çeşitli ve renkli. Bu iddiamı ispatlayabilmek için sizi farklı Go oyuncusu karakterleriyle tanıştırmak istiyorum.

Obsesif Go Oyuncusu

Bu tipin tek derdi oyunun kendisidir, gelişebileceği kadar gelişmek ister. Hatta bir noktada gelişimi duraklarsa canı fena sıkılabilir. Tüm dikkati tahtanın üzerindedir. Oyun haricinde oyuncuların sohbetine pek ender katılır, zaten konuştuğuna da sıklıkla rastlanmaz. Gelir, oyunu oynar ve gider. En çok mühendisler arasından bu tipte oyuncu çıksa da nereden geleceği belli olmaz.

Sosyal Go Oyuncusu

Go’da kendisini pek zorlamaz. Daha iyi bir oyuncu olmak derdi değildir. Önemli olan “zeki” ve “eğlenceli” insanlarla bir arada olmaktır. Mesela bir turnuvaya katılacaksa ciddi maçlar yapmaktan çok Cumartesi gecesi düzenlenen parti için katılır. Tabi Facebook’ta fotoğraf paylaşmak ve tag’lemek de vazgeçilmez hobilerinden biridir.

Go oyuncusu profilleri

Sosyal Go oyuncusu için Go yaz kampı kaçırılmayacak bir fırsat. Deniz, kum, güneş, dostlar… Go?

Spiritüel Go Oyuncusu

Uzak Doğu felsefesine ilgi duyar, muhtemelen az çok Yoga yapmışlığı vardır. Go oynayarak aydınlanma yolculuğunda “bonus” toplamak ister. Oyunu pek bilmese de derinliğinden emindir hatta Go oynayarak nirvanaya kısa yol bileti bile kazanabilir. Özellikle başlangıç aşamasında oyuncunun ciddi bir şekilde ihtiyaç duyduğu analitik zekayı mümkünse hiç kullanmadan tahtadan kendisine, kendisinden de tahtaya enerji aksın ister. Ona göre tahta, taş ve oyuncu yani her şey “bir”den türemiştir.

Şibumisel Go Oyuncusu

Trevanian’ın Şibumi romanını okumuştur ve Go çok ilgisini çekmiştir. Esasında ilgisini çeken romanın süper kahramanı Nicholai Hel’dir. Nicholai Hel de Go oynadığına göre Go esrarengiz ve eksantrik bir oyun olmalıdır. Ama asla bir Nicholai Hel olamayacağını içten ize sezdiği için bir türlü Go’ya başlayamaz. Yine de ender de olsa gerçek bir oyuncuya dönüşme şansı vardır.

“Ay Ben Yapamam” Go Oyuncusu

Bu tip oyuncu ilk duyduğu andan itibaren Go’dan korkar. Düşünmek istemez. Başarılı olamazsa zekasının tartışmaya açılacağından korkar, bazı durumlarda mertçe zekasının yeterli olmadığını söyler. Ve pek tabi Go’ya başlaması, hasbelkader başlarsa da başarılı olması mümkün değildir. “Asıl başarı, başkaları ile kıyaslama yapmadan, senin kendini geliştirmendir.” gibi ayartıcı sözlere kanmaz. Sebatla Go’dan uzak durması onun için bir prensip meselesi haline gelir.

Geleneksel Go Oyuncusu

Geleneksel Go oyuncusu için Go’nun bağlı olduğu gelenek ve oyun etrafındaki ritüeller, strateji ya da taktiklerden çok daha önemlidir. En saçma hamleyi dahi en kibar şekilde yaparsanız övgüye hak kazanabilirsiniz. Go oynarken, karşınızdaki oyuncu 10 yıllık dostunuz bile olsa Uzak Doğulu bir misafirle karşılaşıyor gibi nazik ve özenli olmalısınız. Kendisine Dan seviyesinde bir oyuncu olmak mı yoksa midye kabuğundan yapılmış Go taşlarına sahip olmak mı diye soracak olursanız kesinlikle ikincisini tercih eder. 

Bilgiç Go Oyuncusu

Go oynamak ya da kendini geliştirmekten çok bu iddialı oyunu biliyor olmanın şanına taliptir. Asıl amacı arkadaş ortamında “ben biliyorum o oyunu” diyerek öne çıkmak ve yüksek donanımını ortaya koymaktır. Türkiye şartlarında gerçek bir Go oyuncusuyla pişti olma olasılığı çok düşük olduğu için genelde foyası ortaya çıkmaz, sadece yakın çevresi nedenini tam çözemediği çiğ bir tat alır.

Çevresel Go Oyuncusu

Yakın arkadaşı, sevgilisi ya da aileden birisi sıkı bir Go oyuncusudur. Kendisi oynamak istemese de cebren ve hile ile Go öğrenmeye zorlanmıştır. Bu kişiler istemedikleri halde Go oynamaya mecbur bırakıldıkları için ya açıkça Go’dan nefret ederler ya da seviyor gibi yapıp gece yastıklarına gömülüp ağlarlar. Çok özel vakalarda gerçek Go oyuncusuna dönüşürler ve ilk başlardaki tereddütlerinden dolayı bir türlü kendilerini tam ait hissedemezler.

Spiritüel Go Oyuncusu bir noktadan sonra bu yazının sınırları dışına taşar. Onu dile getirmek pek mümkün değildir.

Satrançsal Go Oyuncusu

Satrancı severler, uzunca zamandır da sıkı bir satranç oyuncusu olmanın gururunu taşımışlardır. Go adında daha iddialı bir oyun olduğunu öğrendiklerinde öncelikle bunu duymazlıktan gelirler ya da daha ileri gidip Go’yu küçümserler. Ancak bir noktada utanarak da olsa meraklarına mağlup olup Go oynamaya başlayabilirler. Ve satranç oyuncularının büyük kısmı hızlıca gerçek bir Go oyuncusuna dönüşme potansiyeli taşırlar. Belirleyici olan başlangıçtaki bariyeri aşıp aşamamaktır.

Emektar Go Oyuncusu

Go’yu sevmişler, ona çokça zaman harcamışlardır. Turnuvalara katılmışlar, resmi görevler almışlar, sayısız kişiye Go öğretmişlerdir. Artık sadece bir Go oyuncusu değil aynı zamanda bir Go emektarıdırlar. Go sadece bir oyun ya da hobi değil aynı zamanda sosyal hayatlarının ve kimliklerinin bir parçasıdır. Birisi Go’ya laf söyleyecek olursa kendilerine hakaret edilmiş sayarlar. Bazı türlerinin egoları şişkindir, aksine bazıları da mütevazidir. Geneldeyse tüm diğer karakterlerin farklı oranlarda sentezinden ortaya çıkarlar.

Eklenebilecek diğer özel karakterlere uzanmadan listeyi burada tamamlamak istiyorum. Eminim ki insanın olduğu her yerde çeşitlilik eksik olmaz. Ancak işin içinde bir de Go varsa o zaman bu çeşitlilik daha da renkli ve karmaşık bir hal alacaktır.

Yazan: Mehmet Emin Barsbey

Not: Bu yazı Türk Zeka Vakfı’nın Oyun Dergisi’nin Ocak 2013 sayısında yayınlanmıştır.

 

0 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir