Düşler Akademisi Kaş’ta ne gördük?

Kaş Çukurbağ Köyü’nü ziyaretimizin ardından…

Bir hayalin binlerce hayatı nasıl değiştirebileceğini gördük. Alternatif Yaşam Derneği’nde bir avuç gönüllüyle yola çıkan Ercan Tutal hayatını vakfettiği bir yolda Türkiye’de olmaz denilen şeyleri yapmayı başardı. Paradan ve makamdan güç alarak değil kendisi gibi gönüllülerle başardı bunu. Küçük birkaç örnek: Engellilerden oluşan bir müzik grubu, engellilerin çalıştığı özel bir mutfak ve yüzlerce engelliyle dalış deneyimi ve birçoğuna hayatlarının en güzel anlarını yaşatmış olmak…

organik tarim

Tarlada çapa sallarken türkü arası

Çukurbağ Köyü okulu nasıl dönüştü?

Şimdi yıllara ve binlerce aileye uzanan emek özel bir mekan edindi kendine. Kaş’ın dağ yamaçlarında, artık kullanılmadığı için harabeye dönmüş Çukurbağ köy okulu tam donanımlı bir kamp alanı oldu. Engelliler için, gönüllüler için, çocuklar için ve yetişkinler için. Kısacası insanı insandan üstün görmeyen herkes için. Tırmanma parkurları, dev kütüphanesi, derslikleri, sergi alanı, tiyatro sahnesi vs vs. Ama işin asıl kısmı bu değil. Yoksa hepimiz hikayeyi biliriz: İyi niyetlerle ve bol kepçe bütçelerle kurulan ama insansız kalan binalar. Demir ve beton yığınları. Ama bu sefer değil. Gözlerimle gördüğüm için söylüyorum. Düşler Akademisi’nde insanlar heyecanla ve bir fayda sağlayabilmek için oradalar, gerçekten bedenleri ve ruhlarıyla oradalar.

Düşler Akademisi Kaş

At çiftliği ziyaretimizden toplu fotoğraf çekimi

Çukurbağ’da üç gün boyunca gördüklerim ve dahil olduklarımdan bir seçki: Tabi öncelikli olarak orada olma nedenim, Go. Zihinsel engellilerle basit düzeyde Go oynadık. Daha doğrusu Go’yu bahane ederek arkadaş olduk. Ata bindik, yine bir gönüllünün başı çektiği tiyatro oyununa dahil olduk, dalış yaptık, tarlada yabancı otları temizledik ve Ankara havasında hep birlikte oynadık.

resim_defteri

Öğrencilerimiz resim defterlerine günlerini resmediyorlar.

Düşler Akademisi’ni görmek bana kendi hikayemizi de hatırlattı. Hani kendiniz gibi insanları görünce “Yalnız değiliz, biz deli değiliz.” dersiniz ya, öyle işte. Evet Go’nun harika hatta mükemmel bir oyun, oyundan da öte hayatın yansıması olduğunu düşünüyoruz. Ama Go’yu yaymaya çalışırken bundan daha motive edici olanı bu oyunun insanların hayatına getirdiği dostlukları ve değişimleri yaşamış olmak. Yaymaya çalıştığımız şey hamlelerden ve taktiklerden çok bu hisler. Düşler Akademisi Kaş’ta ben bunu yeniden gördüm işte…

Yazan: Mehmet Emin Barsbey

2 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir