Erdem ve erdemlilik

Go’nun Üç Erdemi

Konfüçyüs’ün Beş Erdeminden Go’ya

Çin’de ve Japonya’da hemen her Go kulübünde İpek afişlere geniş ve güçlü fırça darbeleriyle yazılmış bu üç karakteri görebilirsiniz. Bunlar, kaynağını Konfüçyüs’ün öğretilerinin temelini oluşturan beş erdemden almaktadır: Li (görgü), Chih (bilgelik), Jen (diğerkamlık), I9 (dürüstlük) ve Hsin10 (içtenlik).

Çin numerolojisinde 5’in en “ahenkli” rakam olduğuna inanılmıştır. Ahenk, Çin düşün dünyasının büyük çoğunluğunun büyük önem atfettiği bir konudur. Go tahtasında 5 kilit nokta vardır.

Sözü edilen beş erdem, tahta, ateş, toprak, metal ve su olmak üzere beş elemente karşılık gelir. Bu elementler ise yine o zamanlar bilinen beş gezegen olan Jüpiter, Mars, Satürn, Venüs ve Merkür ile ahenk içindedir.

Bu üç erdem Go oyununa ilk kez kendisi de oyunun tutkunu olan Sung T’ai-Tsung’un hükümdarlığı döneminde (976-998) uygulanmıştır. İlk karakter olan li, Doğu Asya’nın düşün dünyasında saygın ve yüce bir konum işgal etmektedir. Karakteri oluşturan parçaları ayrı ayrı incelediğinizde, temel anlamı hakkında birtakım ipuçlarını keşfetmek mümkündür. Karakterin ortasından dikey olarak bir çizgi çektiğinizde, shih1 ve li2 olmak üzere iki bölüm ortaya çıkar. Sol tarafta kalan bölüm (burada shih, yani “ruh” veya “can”) anlamı veren kısımdır ve “işaretsel” ya da “köksel” olarak anılır. Dolayısıyla, burada li şeklinde telaffuz edilen ve ruhlarla bağlantısı olan bir sözcüğümüz var ve bu örnekte, ruhlara adanan kurbanlar veya bu kurbanlarla ilişkili ayinler ve bunlarla bağlantılı kurallar ifade ediliyor. Çince karakterlerin çoğu bu şekilde oluşturulmuştur ve bunlara “fonetik kombinasyon” adı verilir.

Piktograflar ve İdeogramlar

Çince piktograflar (resimyazı) yaklaşık 3600 yıl önce ilk ortaya çıktıklarında, fiziksel nesnelerin öğe temelli olarak anlatımı amacıyla kullanılıyordu. Mu3, dalları ve kökleri olan bir bitkiye; shan4, bir dağ resmine; tzu5, bir bebeğe; jen 6 ise bir insana benziyor ve bu anlamları temsil ediyordu. Resimler çömlek, kemik veya kabuklar üzerine keskin bir çivi yardımıyla işleniyordu. Shang hanedanı (M.Ö. 1555-1046) ve özellikle de Chou döneminde (M.Ö. 1045-26) yazı fırçalarının giderek yaygınlaşmasıyla, piktograflar daha basit ve toplumun yapısına daha uygun bir hal aldı. Böylelikle, ağaç için mu,11 dağ için shan,14 bebek için tzu,13 insan için ise jen12 kullanılmaya başlandı. Li‘nin kısmen ait olduğu bir başka karakter grubu da, somut bir nesneden ziyade bir fikri veya düşünceyi ifade eden ideogramlardır. Örneğin, “sevgi” anlamına gelen hao7 karakteri, “sevgi” fikrini bir anne ile çocuğunu betimleyen bir resim ile aktarır.

Wei-chi ifadesinin kökeni

Antik döneme ait wei8 ideogramı, iki tarafından herhangi birinden muhtemelen bir piyadeye ait olan bir ayakla çevrelenmiş bir alanı15 resmetmektedir ve “çevreleme”, “koruma”, “muhafaza etme” anlamlarını verir. Modern dönemde kullanılan wei16 de “çevrelemek” veya “korumak” anlamındadır. Ancak, örneğin wei17 (çevrelemek) karakteri, Çince dilindeki gitmek wei-chi’i18 (Pinyin sisteminde “weiqi” şeklinde yazılır) ifadesinde olduğu gibi fonetiğe dönüşmüştür.

Çinliler, yazı sistemlerinde fonetik öğeleri Shang döneminin başlangıcından itibaren, başka bir ifadeyle milattan önce 1500’lü yıllardan bu yana kullanmaktadır. Farklı şekilde yazılıp aynı şekilde okunan sözcüklerin sayısının artmasıyla, soyut kavramları ifade etmek üzere aynı şekilde telaffuz edilen somut nesneleri tasvir eden karakterleri dile katmak mantıklı bir tercih halini almıştır. Örneğin, piktograf kullanarak anlatılması güç olan “gelmek” fiili, aynı şekilde telaffuz edilmekle birlikte aslında “darı” anlamına gelen lai karakterini yanına almıştır.

Günümüzde lai sözcüğünün tek anlamı “gelmek”tir. Aynı şekilde, tasvir edilmesi güç olan ve “on bin”, “çok sayıda” veya “hepsi” anlamlarını taşıyan wan ifadesi de “akrep” anlamına gelen wan karakterini almıştır. Bu yanına alma durumu, kısa süre içinde yaygın ve olağan bir uygulama haline gelmiştir. Chou döneminden bu yana hiç kimse wan ifadesini örümcek ağı biçimli ilk haliyle ilişkilendirmemiştir.

Çince karakterlerin açık ara en yaygın kullanılan türü, bir fonetik öğe ile köksel, işaretsel veya belirtici olarak adlandırılan bir ideogramın birlikte kullanıldığı türdür. Wei-ch’i18 ifadesinde yer alan wei‘nin fonetik öğesi içinde, çevreleyen veya belirtici öğesi ise içinde yer almaktadır. (Çince’deki karmaşık ironilerden biri: Öğenin orijinal hali, iki tarafından herhangi birinde bir insan ayağı bulunacak şekilde resmedilmiştir ve “korumak” ya da “çevrelemek” anlamına gelir. “Çevreleme” anlamını vurgulamak için çevreleme amaçlı başka bir kök15 ilave edilir ve wei16 fonetik halini alır. Kökler karakterlere anlamı vurgulamak, fonetikler ise nasıl telaffuz edileceklerini göstermek amacıyla eklenir.)

Li (görgü) karakterinin oluşumu, prensipte wei17 karakterinin oluşumuna benzer değildir. En eski Çince sözlük olan Shuo Wen‘e (milattan sonra 120 yılında Hsu Shen tarafından derlenmiştir) göre, fonetik kısım olan li19 bir kurban kabını ya da üst kısmına adak niteliğinde et konulan bir kap barındıran bir sehpayı ifade eder. Ruh kökü, li‘nin ruhlara ve atalara yönelik kurbanları ve bu kurbanlarla ilişkili ayinleri ifade ettiğini açıkça göstermek amacıyla daha sonraları eklenmiştir.

li-kanji-çince-karakteri

Li: Görgü

Üç erdemin baş tacı: “Li”

Li‘nin söz konusu üç erdem içinde en başta gelmesinin nedeni, sadece kendisine Japonlar tarafından özel önem atfedilmesi değil, aynı zamanda antik Çin’de dini ve tarihi açıdan önemli olmasıdır. Çin’de erken dönemde yapılan sayısız felsefi ve tarihi çalışma arasından on üç tanesi klasik olarak tanımlanmaktadır. Bunlar arasından üç tanesinin temel konusu li‘dir: Li Chi (Görgü Kayıtları), I Li (Adetlere Uyma ve Ayinler Kitabı) ve Chou Li (Chou’nun Ayinleri). Tıpkı Batı’da bizim İncil, Homeros, Platon, Aristo ve Cicero’dan, Emily Post ile Amy Vanderbilt’in çalışmaları ve Judith Martin’in farklı mecralardaki makalelerinden alıntı yaptığımız gibi, bu kaynaklar da kendi alanlarında en çok alıntı yapılan klasiklerdir. Sadece görgü kurallarını konu alan Batı kaynaklı herhangi bir klasik var mı?

Sözü edilen on üç klasikten Tarih Kitabı, Şiir Kitabı, Değişimler Kitabı, Bahar ve Güz Yıllıkları ile Görgü Kayıtları olmak üzere beş tanesi bu klasiklerin özünü oluşturur. Li Chi (Görgü Kayıtları) ilk olarak Fransız bir bilim insanı olan J.M. Cally tarafından tercüme edilmiştir. Cally’nin çok sayıdaki li yorumlarına örnek olarak rite, cérémonial, l’étiquette, politesse, courtoisie, honnêteté, bonnes manières, dignité personnelle, moralité de conduite verilebilir. Her ne kadar “görgü” ve “adetlere uyma” gibi ifadeler Li Chi‘de ifade edilen anlam ile uyumlu olsa da, antik Çin’de li her türlü kullanımda doğası gereği ahlaki ve dini bir öneme sahiptir. Onunla ahenkli olacak şekilde tasarlanan bir yaşam, en yüksek ideallere açılan kapıdır.

Li Chi şöyle başlar:

Her zaman, her hareketinizin özünde saygı olsun; davranışlarınız [derin] düşüncelere dalmış gibi ağırbaşlı, konuşmanız sakin ve ölçülü. Bu, insanlara dinginlik verecektir. Kibrin artmasına izin verilmemeli, arzuların kabarmasına müsamaha gösterilmemeli, istekler sonuna kadar tatmin edilmemeli, zevkte aşırıya kaçılmamalıdır. Görgü, kendini alçak gönüllülükte ve başkalarını yüceltmekte gösterir. Hamallar ve tablacılar bile başkalarını yüceltme davranışını gösterirken, zenginlerin ve soyluların bunu onlardan daha çok yapması beklenir. (Legge)

İnsanı vahşilerden ayıran görgüdür.

İnsanı vahşilerden ayıran görgüdür. Bir beyefendiyi avam takımından ayıran ise, nezaket ve diğer insanların duygularına önem vermektir. Konfüçyüs şunu söylemiştir: “Aklı harekete geçiren Şiir Kitabı’dır; karakteri şekillendiren Görgü Kayıtları’dır; son noktayı koyan ise müziktir.” (Legge, Lun Yu, BK. VIII, 8). Hakiki samimiyet ve nezaket olmadığında, başkalarının duygularına gerçekten önem verilmediğinde görgü ruhunu kaybeder.

Konfüçyüs aşağıdaki uyarıda bulunmuştur:

Görgü kuralları olmadığında, saygı yorucu bir keşmekeşe, özen utangaçlığa, cesaret itaatsizliğe ve dobralık kabalığa dönüşür. (Kitap Viii, 2).

chih-kanji-çince-karakteri

Chih: Bilgelik

Üç erdemin ikinci karakteri olan chih‘in (bilgelik) yorumlanması da uygulanması kadar zordur. Modern kullanımda “bilgelik” ve “zeka” anlamlarına gelir. Chih-hui20 tamlaması IQ’yu (zeka katsayısı), chih-li21 ise zihinsel gücü ifade eder. Chih ifadesinin fonetik kısmı chih‘tir22. Antik zamanlarda bu iki karakter birbirinin yerine kullanılmış olup anlamları “bilgelik” veya “bilgi”dir. Bununla birlikte, klasik kullanımda yine karakterin doğasından kaynaklanan bir ahlaki güç söz konusudur. Mensiyüs’e (milattan önce 372-289) göre, insan doğası jen (diğerkamlık), i9 (dürüstlük), li (görgü) ve chih10 (bilgelik) olmak üzere dört ana ahlaki bileşenden oluşmaktadır.

Bilgelik, doğuştan gelen doğru ile yanlışı ayırt edebilme yeteneği anlamına gelmektedir. Konfüçyüs’ün şöyle bir sözü vardır:

Chih che pu huo23

“Bilge insan kafa karışıklığından münezzehtir.”

Başka bir ifadeyle, doğru ile yanlış arasındaki farkı üzerinde düşünmelerine gerek kalmadan bilirler.

Go, bir beyefendinin zihin geliştirme alıştırmasıdır.

Yetmiş yaşındaki profesyonel bir Go öğretmeni bu konudaki düşüncelerini şöyle açıklamaktadır:

Go, bir beyefendinin zihin geliştirme alıştırmasıdır. Yapacağımız hamleler üzerinde düşünmek için zihnimizi kullanmadığımızda, Mensiyüs’ün öne sürdüğü dört ahlaki prensipten birine aykırı hareket etmiş oluruz. Dahası, yapacağınız hamle üzerinde düşünmeniz, rakibinizin stratejisinin üzerinde kafa yormaya değer olduğunu gösterdiği için alçak gönüllülüğünüzü de ortaya koyar.

Benliğimiz bunu nadiren kabul eder.

jen-kanji-çince-karakteri

Jen: Diğerkamlık

Üçüncü erdem olan jen‘in felsefi yorumu neredeyse li kadar zengindir. İdeografik olarak sol taraftaki işaret bir insanı, sol taraftaki erh24 karakteri ise “iki”yi temsil eder. Fonetik değildir. İnsanı ve diğer insanlarla olan ahlaki ilişkisini temsil eder.

On dokuzuncu yüzyılda yaşayan ünlü İskoç sinolog James Legge, “jen”i daima “yardımseverlik” olarak yorumlamıştır. Modern Çincede ren-ai25 tamlaması oldukça yaygındır ve genellikle “sevgi” (Yunanca agape) olarak yorumlanır. Çağımızda çok sayıda bilim insanı, bu sözcüğün eş anlamlısı olarak iyilikseverliği kullanmaktadır. Şefkat, iyi niyet, insanlık, kibarlık, merhamet sözcüklerinin tümü yakın anlamdadır.

Mensiyüs:

Yardımseverliğin temel düsturu, başkalarının acısına ortak olma duygusudur (jen). Dürüstlüğün temel düsturu, (kendindeki erdem eksikliğinden dolayı) utanma duygusudur (i). Görgünün temel düsturu, tevazu ve nezaket duygusudur (li). Bilginin temel düsturu, uygun bulma ve bulmama duygusudur (chih). (Works of Mencius, Legge, Tr., Dover baskısı, sayfa 203)

Bu makalenin başında da belirtildiği üzere, Go’nun üç erdemine karşılık gelen üç karakteri Uzak Doğu’nun her ülkesindeki Go kulüplerinde bulabilirsiniz. Fakat bu üç erdem (görgü, bilgelik ve diğerkamlık) arasında en fazla saygı duyulanı ve en büyük önem atfedileni görgüdür. Aslında rekabete dayalı bir oyun olan Go’da oyunculara rehberlik eden onur ve saygı ruhunu en iyi açıklayan şey belki de budur.

Çince Karakterlerle İlgili Referans Tablosu

(Not: Bu makalede, Wade-Giles romanizasyon (Latin harfleriyle yazma) sistemi kullanılmıştır.)

Kaynak: http://www.kiseidopublishing.com/virtues.htm


Bu yazı İstanbul Go Okulu editörlerince çevrilmiştir. İstanbul Go Okulu kaynak olarak gösterilmeden kullanılamaz, kaynak gösterilmek kaydıyla ticari olmayan amaçlar için izinsiz kullanılabilir. Ticari amaçlı olarak, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.

0 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir