Hayvan Hakları Hakkında

Hayvan Hakları Nelerdir?

Hayvan hakları eylemcileri hayvanların da insanlarla aynı haklara sahip olmasını mı istiyorlar?

“Hayvan hakları” terimi, hayvanların insan kullanımına ve istismarına maruz kalmalarını engellemek gerektiği inancını ifade etmektedir. Bununla beraber terimin tam karşılığının ne olduğuna dair epey kafa karışıklığı bulunmaktadır. Hayvan hakları, hayvanların insanlardan üstün olması ya da insanlarla aynı haklara sahip olması demek değildir. Ayrıca hayvan hakları, hayvan refahı kavramından da farklıdır.

Çoğu hayvan hakları eylemcisi için hayvan hakları, tür ayrımcılığının reddine ve hayvanların da bilinç sahibi oldukları (yani acı çekebildikleri) bilgisine dayanmaktadır.

İnsan kullanımı ve istismarının engellenmesi

İnsanlar hayvanları çok çeşitli şekillerde kullanmakta ve istismar etmektedir. Bunlar arasında hayvanların et, süt ve yumurtalarını tüketme, hayvanlar üzerinde deneyler yapma, kürklerini kullanma, onları avlama veya sirk hayvanı olarak kullanma gibi eylemler de vardır. Amerika Diyetetik Birliği insanların vejetaryen olarak da son derece sağlıklı bir şekilde yaşayabildiğini ifade etmektedir.

Hayvan deneyleri ile ilgili olarak, çoğu insan kozmetik ve günlük tüketim malzemelerinin hayvanlar üzerinde denenmesinin gereksiz olduğu konusunda hemfikir olacaktır. Yeni bir mobilya cilası için yüzlerce ve hatta binlerce tavşanın kör edilmesi, sakatlanması veya öldürmesi çok yersiz kaçmaktadır.

Hayvanların çektikleri acıların, insanların meraklarının giderilmesinin tatmininden daha büyük olduğuna inanan çoğu eylemci, insan sağlığı ile ilgili doğrudan veya yakın vadede uygulaması olmayacak konularla ilgili olarak hayvanlar üzerinde bilimsel deneyler yapılmasının da gereksiz olduğunu düşünmektedir. Geriye yalnızca tıp deneyleri kalmaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler tıpta ilerlemelere neden olabilse de, hayvanların deneyler adına istismar edilmesini akıl hastaları veya bebekler üzerinde deneyler yapılmasından daha mazur göstermek mümkün olmamaktadır.

Hayvan istismarı için öne sürülen gerekçeler

Hayvan kullanımında öne sürülen en yaygın gerekçeler şunlardır:

  • Hayvanlar zeki değildir (düşünemez, mantık yürütemezler).
  • Hayvanlar insanlar kadar önemli değildir.
  • Hayvanların sorumlulukları yoktur.
  • Tanrı hayvanları biz kullanalım diye yaratmıştır.

Haklar, düşünme yetisine dayandırılarak belirlenemez, aksi halde hangi insanın hangi haklara sahip olacağını belirlememiz için zeka testi yapmamız gerekirdi. Bu durumda bebeklerin ve zihinsel engellilerin hiç hakları olmazdı.

“Önem” kavramı da hakların tespiti için yeterli bir ölçüt değildir, zira kimin ne kadar önemli olduğu çok sübjektif bir konu olup, her bireyin kendisini önemli hissetmesine neden olan kendi çıkarları ve ilgi alanları vardır. Bir kişi evcil hayvanlarının dünyanın öbür yarısında hiç tanımadığı başka bir insandan daha önemli olduğunu düşünebilir ama bu durum o kişiye o insanı öldürüp yeme hakkını vermez.

Amerika Birleşik Devletleri başkanı çoğu insandan daha önemli olabilir ama bu ona insanları öldürüp kafalarını hatıra diye duvara asma yetkisi vermez. Ayrıca nesli tükenmekte olduğu için tek bir mavi balinanın tek bir insandan daha önemli olduğu da öne sürülebilir, zira tehlikede olan bir neslin devamı için her bireye ihtiyaç vardır.

Sorumluluklar da hakların belirlenmesi için uygun ölçütler değildir çünkü sorumluluklarını algılama ya da yerine getirmekten aciz olan bebekler ve engelliler gibi kişilerin, yenilmeme veya üzerlerinde deneyler yapılmama hakları vardır. Dahası, hayvanlar sıklıkla insanların kurallarına uymadıkları için öldürülmektedir (ör: kapana yakalanan bir fare). Yani sorumlulukları olmasa dahi, onları kendi beklentilerimize uymadıkları için cezalandırmaktayız.

Dini inanışlar da hakların belirlenmesi için uygun değildir çünkü bu inanışlar son derece sübjektif ve kişiseldir. Aynı din içerisinde bile insanlar Tanrı’nın neleri emrettiği konusunda fikir ayrılığı yaşamaktadır. Kendi dini inanışlarımızı başkasına dayatmamalıyız fakat din olgusunu hayvan istismarına gerekçe göstermek dinimizi hayvanlara dayatmakla aynı şeydir. Ayrıca unutmamak gerekir ki bir zamanlar Afrikalıların veya Amerikan Yerlilerinin Amerika Birleşik Devletlerinde köle olarak kullanılmasını mazur göstermek için İncil kitabı kullanılmıştı. Bu durum, insanların kendi kişisel inançlarını dayatmak için din kavramını ve inanışları kullanabildiklerini göstermektedir.

Hayvan haklarını maruz göstermek için kullanılan ölçütlere uymayan insanlar her zaman olacağından, insanlar ile insan olmayanlar arasındaki tek gerçek ayrım unsuru olarak “tür” kalmaktadır. Tür kavramı kullanılarak hangi bireylerin hak sahibi olabileceği, hangilerinin olamayacağını belirlemek için keyfi bir sınır çizilmektedir. İnsanlarla insan olmayan hayvanları ayırmak için hiçbir sihirli sınır çizgisi yoktur.

İnsanlarla Aynı Haklar mı?

Hayvan hakları eylemcilerinin, insan olmayan hayvanların da insanlarla aynı haklara sahip olmalarını istediklerine dair yaygın bir yanlış inanış vardır. Hiç kimse kedilerin de oy hakkı olmasını, ya da köpeklerin silah bulundurma hakkı olmasını istememektedir. Konu hayvanların da insanlar ile aynı haklara sahip olup olmaması değil, bizim onları yerli ya da yersiz kullanma ve istismar etme hakkımız olup olmadığıdır.

Hayvan Hakları ve Hayvan Refahı

Hayvan hakları, hayvan refahından farklı bir konudur. Genelde “hayvan hakları” terimi, insanların kendi çıkarları uğruna hayvanları kullanmaya hakkı olmadığını ifade eder. “Hayvan refahı” ise insanların hayvanlara “insana yakışır şekilde” davrandıkları sürece onları kullanma hakları olduğu fikrini temsil eder. Hayvan hakları bakış açısına göre sınai çiftçilik değerlendirildiğinde, onlara ne kadar iyi davranılırsa davranılsın onları kesip yeme hakkımız olmadığı fikri öne çıkarken, hayvan refahına göre ise yalnızca bazı zulüm davranışları yapılmadığı sürece bu hakka sahip olduğumuz düşünülür.

“Hayvan refahı” geniş bir fikirler yelpazesini temsil etmektedir, öte yandan “hayvan hakları” ise daha kesin bir tanıdır. Örneğin bazı hayvan refahı düşünürleri kürklere yasak getirmeyi ön plana çıkarırken, diğerleri hayvanların “daha insani yollarla” öldürüldükleri ve bir kapanda uzun süre acı çekmedikleri sürece kürklerin ahlaki açıdan kabul edilebilir olduğunu öne sürebilir. “Hayvan refahı” ayrıca bazı hayvanlar için (ör: kediler, köpekler, atlar) tür ayrımcılığı geliştirilerek bunların diğer hayvanlardan (ör: balıklar, tavuklar, sığırlar) daha fazla korunma hakkı olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır.

Kaynak: https://www.thoughtco.com/


Bu yazı İstanbul Go Okulu editörlerince yazılmıştır/çevrilmiştir. İstanbul Go Okulu kaynak olarak gösterilmeden kullanılamaz, kaynak gösterilmek kaydıyla ticari olmayan amaçlar için izinsiz kullanılabilir. Ticari amaçlı olarak, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.

0 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir