Ödev Mücadelesi: Çocuklara Ödev Yapma Alışkanlığı Kazandırmak

ödev yapan çocukEbeveynler genelde çocuklarının okulda başarılı olmalarını sağlamayı kendi görevleri zannederler. Eğer bir ebeveynseniz böyle bir sorumluluk doğal olarak sizi biraz endişelendirebilir. Ebeveyn olarak ayrıca çocuklarınızın hayatta başarılı olmaları konusunda da endişelenebilirsiniz ve ödevler de sıklıkla bu endişenin odağı haline gelir.

Ancak ebeveynler “çocuklarının bir şeyleri başarmasını” tamamen kendi sorumlulukları haline getirdiklerinde, sürekli olarak çocuklarından bir şey bekler hale gelirler – bu beklenti de genelde ödevlerini yapmaları ve okulda başarılı olmalarıdır. Bana kalırsa bu düşünce siz ebeveynleri çocuğunuz karşısında bir anne-baba olarak güçsüz konuma getirmektedir, çünkü çocuklarınız aslında beklentilerinizi karşılamak zorunda değiller. 

Ödevle ilgili mücadele doğru yürütülmezse, özünde kontrol ile ilgili bir savaş haline gelir. Siz bir ebeveyn olarak her şeyin sizin kontrolünüzde olması gerektiğini hissederken, çocuğunuz da hayatındaki seçimler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak için uğraşır. Yani iki taraf da daha sert mücadele etmeye başlar ve bu da evinizde bir savaşa dönüşür.

Gerçek şu ki, onun ödevleri umursamasını sağlayamazsınız. Bunun yerine davranışlarının gelişmesine yardımcı olan şeylere odaklanın.  Tavrına odaklanmak yerine gerçekte neleri yaptığına bakın.

Yıllar boyunca, çocuklarıyla bu konuda adeta “siper savaşı” veren çok sayıda anne-baba ile konuştum ve ayrıca kendi gözlerimle de gördüm ki, ödevler söz konusu olduğunda çocuklar çok yaratıcı isyan yöntemleri geliştirebilirler. Örneğin çocuğunuz ödevini yapmayı “unutmuştur”, ya da ödevini yapmıştır fakat “öğretmene vermemiştir” veyahut yapmıştır ama özensiz veya dikkatsizce yapmıştır. Mesele ödev değilse sınavdır. Mesela sınavına düzgün bir şekilde çalışmamıştır. Bütün bunlar çocukların sahip oldukları azıcık kontrolü ellerinde tutmak için geliştirdikleri yollardır sadece. 

Bu durum yaşanmaya başladığında ebeveynler kontrolü giderek kaybettiklerini hissetmeye başlar. Kimi zaman çocuklarını cezalandırırlar, üzerlerine giderler, tehdit ederler, tartışırlar, isyan ederler ya da aşırı işlevsellik gösterip çocuklarının ödevlerini onların yerine yapmaya kalkarlar.

Hiçbir Şeyi Zorla Yaptıramazsınız

Bunlar olduğunda artık mücadele doruğa çıkmıştır: kaygı arttıkça tepkiler de artar ve bu karmaşa içinde ödevler tamamen unutulur. Ebeveynler için kabullenmesi zor olan gerçek şudur ki, bırakın ödevleri, çocuklarınıza hiçbir şeyi zorla yaptıramazsınız. Fakat yapabileceğiniz şey şudur: sınırlar koymak, onların kendi tercihlerine saygı duymak, ve kendilerini motive etmeleri için onları motive etmek.

Kendi kendinize şöyle düşünüyor olabilirsiniz, “Siz benim çocuğumu tanımıyorsunuz. Ben onu hiçbir şey yapmaya motive edemiyorum.” Birçok ebeveyn bana çocuklarının ödevlerini yapmak için hiçbir şekilde motive edilemediğini söylüyor. Ben aslen çocukların motive olduklarına veya olabileceklerine inanıyorum, sadece sizin istediğiniz veya tercih ettiğiniz yöntemlerle motive edilemiyor olabilirler. Bu yazının devamında, onların üzerlerine gitmeden, tehdit etmeden ve savaşmadan ödevlerini yapmada onlara yol göstermenize yardımcı olacak bazı sağlam ipuçları bulacaksınız. 

Ayrıca, kafanızda çocuğunuzun çalışmasıyla ilgili daha fazla kaygı, korku, hayal kırıklığı ve endişe taşıyorsanız, kendinize dönüp, “Bu resimde yanlış olan nedir ve bu nasıl oldu?” diye sorun. Unutmayın, onların dertlerini ve sorumluluklarını siz üstlendiğiniz sürece, onlar hiçbir şey yapmak zorunda değiller.

Ders Çalışan ÇocukHer Akşam Kavga Etmeyi Bırakın

Her akşam çocuklarınızla ödevler için mücadele etmeye bırakmanın yolu, hemen bu geceden başlayarak onlarla savaşmayı kesmektir. Bu dansı sona erdirin. Ya farklı adımlar atmayı seçin ya da artık hiç dans etmemeye karar verin. Ödevlerin, öğretmen ve öğrenci arasında kalmasına izin verin. Kendi işinize odaklanın, bu da çocuğunuzun da kendi işini yapmasına yardımcı olacaktır. Onun iyiliği için bu davranışlardan uzak durun.

Ara Verin

Kendinizi tepkili veya bıkmış hissediyorsanız, çocuğunuza ev ödevlerinde yardımcı olmaya ara vermenin zamanı gelmiş demektir. Tansiyonunuz yükselterek kimseye bir şey kazandıramazsınız. Sakinleşmek için beş-on dakika mola verin ve eğer bir tartışmanın patlamak üzere olduğunu hissediyorsanız, çocuğunuzun da aynısını yapmasına izin verin.

Planlarınızı Ödev Zamanını Gözeterek Yapın

Ödevlerin yapılacağı zaman ile ilgili sınırlar belirleyin. İşte bu konuda etkili bulduğum ve ailelere sıklıkla verdiğim birkaç tavsiye:

  • Ödevlerin her akşam aynı saatte yapılmasını sağlayın.
  • Ödevlerin evin ortak bir alanında yapılmasını sağlayın.
  • Çocuğunuz derslerde başarısızsa veya notları düşükse, çalışmalarına odaklanabilmesi ve daha fazla zaman ayırabilmesi için “ekran süresini”, yani teknolojik cihazlarla erişimini azaltın.
  • Ödevler veya ders çalışma tamamlanıncaya kadar hafta sonu etkinliklerinin gerçekleşmeyeceği kuralını getirin. Ödev her şeyden önce gelir. James Lehman’ın dediği gibi, “Hafta sonu denen şey ödevler bitene kadar başlayamaz.”

Çocuğunuzun Alanından Uzaklaşın

Çocuğunuzun çalışmasına aşırı odaklanmaya başladığınızda durun ve kendi hedeflerinizi düşünün. Siz hayatta neleri hedefliyorsunuz ve bu hedeflere ulaşmak için sırayla hangi “ödevleri” yapmanız gerekiyor? Bu açıdan bakarak kendi azim ve motivasyonunuzu çocuğunuzda oluşturmaya çalışın. 

Çocuğunuzun Kendi Seçimlerini Yapmasına İzin Verin

Ben şahsen, ödevleri ile ilgili belirlediğiniz kurallar çerçevesinde kaldığı sürece çocuğunuzu kendi seçimlerini yapmakta özgür bırakmanızı öneriyorum. Bir ebeveyn olarak kendinizi biraz arka planda tutmanız gerekiyor. Aksini yaptığınızda sorumluluk kazanmasında ona yardımcı olmuyorsunuz.

Ödevler de dâhil olmak üzere herhangi bir konu üzerinde çok fazla kontrol sahibi olduğunuzda bu bir güç mücadelesine dönüşecek ve planlarınız geri tepecektir. İnanın bana, ödev konusu üzerinde kesinlikle güç mücadelesi yaşanmasını istemezsiniz. Birçok çocuğun kasıtlı olarak ve sadece “kimin suçlu olduğunu” göstermek için ebeveynlerine kötü davrandığını gördüm. Elbette ebeveynlerinin endişelerini hafifletmek için uyum sağlayan çocuklar da gördüm, ancak nihayetinde bu çocuklar kendi başlarına düşünmeyi ve seçim yapmayı öğrenmekte çok zorlandılar. 

Çocuğunuzun Kendi Seçimlerinin Sonuçların Görmesine İzin verin

Ödevler söz konusu olduğunda eylemlerin doğal sonuçlarının gerçekleşmesi gerektiğine şahsen yürekten inanıyorum. Oluşturduğunuz ortam dâhilinde çocuğunuzun bazı tercihler yapma hakkı vardır. Bu açıdan bakıldığında evladınız pekâlâ ödevini yapmamayı seçebilir. Ya da çaba göstererek ya da göstermeyerek, ödevlerini veya çalışmalarını düzgün veya yetersiz şekilde yapmayı seçebilir. Bu tercihlerinin doğal sonuçları elbet vuku bulacak eğer doğru olanı yapmayı seçmezse, notları düşecektir. 

Böyle durum yaşandığında, ona anahtar öneme sahip birkaç soru sorabilirsiniz:

“İşlerin gidişatından memnun musun?

“Not durumun hakkında ne yapmak istiyorsun?”

“Sana nasıl yardımcı olabilirim?”

Bu soruları sorarken aşağılayıcı ya da yargılayıcı hissettirmemek için dikkat edin. Tek yapmanız gereken bu soruları doğrudan ve dürüstçe sormak. Endişenizi samimi bir şekilde gösterin, fakat hayal kırıklığınızı göstermemeye çalışın.

okul malzemeleriKontrolü Ele Almadan Müdahale Edin

Normalde beklentiniz elbette çocuğunuzun ödevini yapabileceği en iyi şekilde yapmasıdır. Eğer bu beklentiniz gerçekleşmezse, yani çocuğunuz çaba göstermeyi bırakırsa ve notları düşerse, işte o zaman kendinizi biraz öne çıkarabilir ve ona yardımcı olabilirsiniz. 

Örneğin “Şimdi benim işim görevini daha iyi yapabilmen için sana yardım etmek. Sana yardımı dokunacak bir plan oluşturacağım ve bu plana uyabildiğinden emin olmak için seni arada bir kontrol edeceğim” diyebilirsiniz. 

Onu yeniden motive etmek için çocuğunuzun bu sorulara verdiği cevaplar üzerinden bir plan hazırlayın. Örneğin yeni kurallardan biri notlarını tekrar yükseltene kadar ödevlerini evin ortak alanlarından birinde yapması şartı olabilir. Eğer notları buna rağmen azalmaya devam ederse çocuğunuzla beraber öğretmenine giderek, olası disiplin davranışları hakkında konuşabilirsiniz. 

Başka bir deyişle somut bir plan hazırlayarak çocuğunuzun yoluna devam etmesine yardımcı olacaksınız. Plan işe yarayıp da notlar yükselirse yeniden arka plana çekilebilirsiniz. Fakat önce çocuğunuz o ortak alanda oturup ödevlerini yapacak ve belki de birlikte matematik veya tarih çalışacaksınız. 

Ayrıca bu süre boyunca planın uygulanıp uygulanmadığını daha sık kontrol edeceksiniz. Çocuğunuzun yaşına göre belki de dışarı çıkmasına izin vermeden önce her şeyin yolunda olduğundan emin olacaksınız. Her gün yarım saatinizi ayırıp derslerini kontrol edeceksiniz. Ayrıca çocuğunuz okuldan sonra her gün kendi durumunu kontrol edebilir veya öğretmeninden daha fazla yardım isteyebilir. 

Unutmayın, bu plan bir ceza değildir. Sadece çocuğunuzun kendi potansiyeline ulaşmasını sağlamak için kullandığınız pratik bir yoldur. 

“Kötü Notları Umursamıyor”

Birçok ebeveyn, çocuklarının aldıkları kötü notlarını umursamadığını söyler. Bana kalırsa tüm çocuklar içlerinde bir yerlerde not meselesini önemsiyorlar. “Umursamıyorum” demeleri de aslında güç mücadelesinin bir parçası oluyor. Başka bir deyişle çocuğunuz “Umurumda değil, çünkü sen beni zorlayarak notları önemsememi sağlayamazsın. Çünkü bu benim hayatım” demek istiyor. Üstelik haklı. Gerçek şu ki, ona zorla bu işi önemsetemezsiniz. Bunun yerine, davranışlarının olgunlaşmasına yardımcı olabilecek şeylere odaklanmalısınız.

Motivasyon Sahiplenmekten Gelir 

İlgi ve motivasyonun “sahiplenmekten” geldiğini anlamanız önemlidir. Çocuğunuzun kendi hayatına daha fazla sahip çıkmasına izin vererek, motive olmasına yardımcı olabilirsiniz.

Bırakın kendi kötü notları için kendisi hayal kırıklığı yaşasın. Hayal kırıklığını siz ondan daha fazla hissetmeyin. Ödevleri hakkında ne yapacağını ya da yapmayacağını seçmesine ve bu seçimlerin sonuçlarıyla yüzleşmesine izin verin. Böyle yaparsanız sahiplenme duygusunu hissetmeye başlayacaktır. Bir kere sahiplendi mi, ödevlerine ve derslerine daha fazla ilgi göstermeye başlayabilir. 

Sizden korktuğu için motive olmasındansa, bırakın kendisini neyin motive ettiğini kendisi bulsun. Ona yol gösterin, ama ödevini yapmamak gibi kötü seçimlerin gerçek hayattaki sonuçlarını hissetmesini de engellemeyin. Şöyle düşünün: Çocuğunuzun kötü notlar aldığında yaz okuluna gitmek zorunda kaldığını 10’lu yaşlardayken öğrenmesi, bunu 25 yaşında işini kaybederek öğrenmesinden daha iyidir.

Çocuğunuzda Öğrenme Güçlüğü Olduğunda

Çocuğunuzun ödev yapmayı reddetmesi ile ilgili olarak herhangi bir öğrenme sorunu olup olmadığını kontrol etmenin de çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Eğer ödevini yapmakta zorlanıyorsa veya not seviyesi beklentilerin altındaysa, herhangi bir öğrenme güçlüğü veya benzeri bir sorun olup olmadığı araştırılmalıdır. 

Eğer çocuğunuzun öğrenme güçlüğü varsa biraz yardıma ihtiyacı olabilir. Örneğin bazı çocukların tek ihtiyacı biraz daha yönlendirilmektir; çocuğunuzun yanına oturmanız ve biraz daha yardım etmeniz gerekebilir. Çocuğunuzun kim olduğuna bağlı olarak, kendi kimliğini bulması için hala taşları yerine oturtabilirsiniz. 

Ancak dikkatli olun. Çoğu zaman öğrenme engelli çocuklar gereğinden fazla yardım alır ve bunun sonucu olarak “öğrenilmiş çaresizlik” tuzağına düşebilirler. Öğrenme engelli çocuğunuz kendisi düşünüp yapabilecekken ödevlerini onun yerine yaparak ya da soruları onun yerine cevaplayarak aşırı işlevsellik göstermeyin. 

Rehberlik ve Aşırı İşlevsellik Arasındaki Fark

Çocuğunuzun sizin rehberliğinize ihtiyacı var, ancak rehberliğin onun telaffuz ödevini yapmak anlamına gelmediğini bilmelisiniz. Bundan ziyade rehberlik, çocuğunuzun telaffuz ettiği (ya da edemediği) kelimeleri gözden geçirmesini sağlamaktır. Aşırı işlevsellikte çizgiyi geçtiğinizde çocuğunuzun işini siz üstlenirsiniz ve aslen ona ait olan sorumlulukları alıp kendi omuzlarınıza yüklersiniz. Bu yüzden ona yardım ederken, yazdığı özetlerdeki hatalara işaret etmeli veya bir sınavdan önce çalışmaya zaman ayırmasını sağlayarak ona yol göstermeli, böyle rehberlik etmelisiniz. Bu kadarını yapmak çocuğunuza yol göstermenin iyi bir yoludur ancak bunların ötesinde yapacağınız her şey onun ödevlerini ondan daha çok sahiplenmek olacaktır.

Çocuğunuz yardım isterse ona koçluk yapabilirsiniz. Nasıl iyi bir öğrenci olabileceği ile ilgili olarak öğretmeniyle konuşmasını tavsiye edin ve ona iletişim yöntemlerini öğretin. Başka bir deyişle onun kendisine nasıl yardım edebileceğini gösterin. Bunu sağlamak için tamamen geri çekilmemeli, daha ziyade orta yolu bulmalısınız. Bu yüzden bir yapı oluşturmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Size düşen bu yapı içinde kalarak çocuğunuzun iyi bir öğrenci olmak için yapması gerekenleri yapacağını ummaktır. 

Çocuğunuza İnanın

Tüm bunların yanında ebeveynlere bir de çocuklarına inanmaya başlamaları gerektiğini söylüyorum. Çocuğunuzu iş yapamayan narin bir varlık görmeyi artık bırakın. Sanırım ebeveynler olarak olaya hep korku ve şüphe ile yaklaşıyoruz. Zannediyoruz ki çocuklarımıza yardım etmezsek hiçbir şeyi beceremeyecekler. 

Siz istediğiniz kadar “Ben sadece sana yardım etmeye çalışıyorum” deyin, çocuğunuzun tek duyduğu “Sen başarısızsın, kendi başına yapabileceğine inanmıyorum” olacaktır.

Bunun yerine mesajınız “Bunu yapabileceğini biliyorum. Bil ki sana, kendi seçimlerini yapmana ve sonuçları ile başa çıkmana izin verecek kadar inanıyorum” olmalıdır. 

Yazan: Debbie Pincus, MS LMHC
Kaynak: www.empoweringparents.com


Bu yazı İstanbul Go Okulu editörlerince yazılmıştır/çevrilmiştir. İstanbul Go Okulu kaynak olarak gösterilmeden kullanılamaz, kaynak gösterilmek kaydıyla ticari olmayan amaçlar için izinsiz kullanılabilir. Ticari amaçlı olarak, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.

0 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir