Psikiyatristlere Göre Ergenlik Öfkesiyle Başa Çıkmanın En İyi Yolları

Ergenlik ÇağıMuhtemelen ergenlik yaşına geldiğinde çocuğunuzun biraz tavır yapmasını bekliyordunuz. Bununla beraber ardı arkası kesilmeyen göz devirmeler, cık cık etmeler, “hasta ettiniz beni!” diye bağırıp çağırdığı isyanları hayal ettiğinizden daha zorlu geçiyor olabilir. Ergen evladınız sakince kendi halindeyken birden bire roket hızıyla öfke krizine kapılıyor gibi gelebilir. Eğer kendinize dürüst davranacak olursanız, bitmek bilmeyen bu öfke halinin sizi hem endişelendirdiğini, hem de biraz sinir ettiğini fark edeceksiniz. Ama serinkanlılığınızı kaybetmeden önce derin bir nefes alın.

Ergen evladınızın öfkesiyle başa çıkma yönteminiz sizi ona yakınlaştırabileceği gibi, birbirinizden daha da uzaklaşmanıza neden olabilir.

Öncelikle şunu anlayalım: Sıkıntı ile öfke hali arasındaki fark nedir?

“Ergenlik sıkıntısı” terimi öylesine çok kullanılır oldu ki muhtemelen siz de artık çocuğunuzun öfke sorunlarını bunun bir parçası olarak görüyorsunuz. Oysa ergenlik sıkıntısı ile öfke sorunu farklı şeylerdir. Sağlıklı Öfke: Çocuklara ve Gençlere Günlük Hayatlarında Öfke ve Öfke Kontrolü ile İlgili Nasıl Yardımcı Olunur kitabının yazarı psikiyatrist Dr. Bernard Golden “Genel olarak ergenlik sıkıntısı endişe, korku veya geleceğe yönelik kaygılar şeklinde tezahür eder” diyor. “Öte yandan ergenlik öfkesi, olan bir şeye veya ergen çocuğunuzun olması gerektiğine inandığı ama gerçekleşmeyen bir şeye yöneliktir.” Örneğin genç evladınız girmek üzere olduğu bir deneme sınavını düşünüyorsa biraz heyheyli veya kötümser bir ruh hali içinde olabilir. Bu ergenlik sıkıntısıdır. Fakat zaten sınava girmiş ama sınavı kötü geçmişse kendine öfkeli olabilir ve bu öfkeyi insanlara bağırıp çağırarak ya da test sonuçlarını parçalayarak dışa vurabilir. Dr. Golden “endişe artarsa gençler öfkeye karşı daha savunmasız hale gelebilir” diyor. Bu nedenle endişe ve öfke beraber ortaya çıkabilir, ya da ergenlik yaşındaki çocuğunuzun öfkesinin sebebi aslında endişeleri olabilir.

Ergenlik psikolojisiİyi de gençler neden bu kadar endişeli ki?

Ergenlik yılları endişe, hüsran, korku ve “ergenlik sıkıntıları şemsiyesi” altındaki daha pek çok benzeri duyguyla doludur. Çoğu genç bu duygularla nasıl başa çıkacağını bilemez, bu yüzden de hepsi ergenlik öfkesi olarak patlayıp ortaya çıkıverirler.

Bunun sebebi kısmen fizyolojiktir: “Ergenlikteki hormonsal değişiklikler gençleri daha dengesiz yapabilir, ya da içe kapalı olmaktan ziyade dışavurumsal olmalarına neden olabilir” diyor Dr. Bernard ve ekliyor:

“Ayrıca beynin mantık yürütme, plan yapma ve karar verme işlerinden sorumlu bölümü olan prefrontal korteks gençlik yıllarında henüz tam gelişmemiştir, bu nedenle gençlerin duyguları, mantıklı düşüncelerini bastırabilir.”

Beni dinleyin: Ergen ebeveyni olmak berbat bir şey değildir

Gençlerin idare etmeyi çalıştığı çok fazla konu vardır: Okul, ödevler, müfredat dışı faaliyetler, arkadaşlıklarında ve ilişkilerinde değişen dinamikler, sosyal medya, belki part-time bir iş ve hangi üniversiteye gideceği gibi önemli konularda verilecek kararlar gibi… Bütün bunlar biraz bunaltıcı olabilir.

Gençlerin öfkesinin hemen tetiklenmesinin diğer sebepleri de yanlış anlaşıldıklarını düşünmeleri, yeterli uykuyu alamadıkları için gergin olmaları ya da –bu önemli- daha fazla bağımsızlık istemeleri gibi nedenlerdir. Öfkeli Genç Evladınıza Yardım Edin: Öfke Nasıl Azaltılır ve Düşünceli ve Olumlu Psikoloji Kullanılarak Nasıl Bağ Kurulur kitabının yazarı Psikiyatrist Dr. Mitch Abblett “Gençlerin yaşı ilerledikçe daha fazla serbestlik ve kararlarda daha fazla söz sahibi olmak isterler” diyor. Eğer genç evladınıza sürekli ne yapması gerektiğini söyleyip duruyorsanız, istemediği halde tavsiyelerde bulunuyorsanız ya da onaylamadığınız bir karar verdi diye kafasını ütülüyorsanız, muhtemelen onu sinirlendiriyorsunuz.

Sorun öfkenin kendisi değil.

Genç evladınız size bağırıp çağırırken pek öyle gelmese de, aslında ergenlik öfkesi normaldir. “Öfke doğal bir insan duygusudur, genç evladınızın bir ihtiyacının tehlikede olduğunu hissettiğine dair bir mesajdır” diyor Dr Abblett. Belki kendisini acı veya hüsran içinde, güçsüz hissediyor olabilir ya da güvenlik duygusu veya emniyeti veya bağ kurma ihtiyacı karşılanmıyormuş gibi geliyor olabilir.

Sorun öfke değildir. Sorun, öfkenin nasıl ifade edildiğidir.Öfke bir duygudur; saldırganlık ise bir tutumdur” diyor Dr. Golden ve ekliyor: “Öfkeli hissetmek ve nasıl hissettiğini anlatmakla ve bunu aşabilmekle, bağırıp çağırıp ortalığı kırıp dökmek arasında çok büyük fark vardır.” Burada amaç, genç evladınızın genelde bu iki yoldan ilkini tercih etmesini sağlamaya çalışmaktır.

Eğer öfke kontrolden çıkmışsa, ortada bir zihinsel sağlık sorunu olabilir.

Eğer genç evladınız madde kullanımı, kendine zarar verme ya da fiziksel kavgalara girmek gibi tehlikeli veya yasa dışı davranışlar sergiliyorsa, öfkesi dinmek bilmiyor ve birden fazla kişiye karşı yöneliyorsa (tek kişiye değil) ya da evinizdeki duygusal atmosfer sürekli olarak olumsuz ve gerginse, bir profesyonelden yardım alma zamanı gelmiştir diyor Dr. Abblett. Bilişsel davranış terapisi (ya da bilinen adıyla konuşma terapisi) böyle hallerde çok faydalı olabilir.

Bir çocuk-ergen psikiyatristi ve Otomatik Yaşam: Duygusal Şartlandırma Hayatlarımızı ve İlişkilerimizi Nasıl Etkiliyor kitabının yazarlardan biri olan Dr. Christine B.L. Adams, “Bazen öfke bipolar bozukluk, depresyon veya madde kullanımı gibi zihinsel sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir” diyor. “Psikiyatristler antidepresan veya duygu durum sabitleyicileri gibi ilaçları yazabilir ve hem psikologlar hem de psikiyatristler gençlerin madde bağımlılığı tedavisi almalarını sağlayabilir.”

Ergenlik öfkesiGenç evladınızın duygularını idare etmede bazı yöntemler diğerlerine göre daha iyidir.

Eğer lise çağındaki çocuğunuz ergenlik öfkesinin tipik örneklerini sergiliyorsa, aşağıdaki yöntemleri izleyerek aranızda çıkabilecek çatışmaların sayısını azaltabilirsiniz.

  • Parlamayın. Evet, çocuğunuz size bağırırken veya delice şeyler söylerken şalterlerin atmaması kolay değil. “Ama eğer sesinizi yükselterek karşılık verirseniz, öfkenin artması için bir sebep sunarsınız” diyor Dr. Bernard. “Bunun yerine, sesinizi alçaltıp daha yavaş konuşun. Duygular bulaşıcı olduğu için genç yaştaki çocuğunuz da aynı şekilde karşılık verebilir.”
  • Durdurma düğmesine basın. Eğer ortalık çok kızışırsa, ortamdan uzaklaşın. Şöyle deyin: “Galiba beyinlerimiz biraz hararet yaptı. Bu tartışmaya biraz sakinleşince devam edelim.” Aynı şeyi çocuğunuzun yapmasına da izin verin.
  • Dinleyin. Meşgul olduğunuzu ve okulda en son neler yaşandığını dinlemeye zamanınız olmadığını biliyoruz. Ama Dr. Abblett diyor ki “o kadar da önemli değil” veya “atlatırsın” deyip geçiştirmek ya da daha beteri, onu hiç dinlememek, genç evladınıza sizin onu “hiç tınlamadığınızı” veya ona saygı duymadığınızı düşündürtecektir. Dr. Abblett sözlerine şöyle devam ediyor: “Mümkün olduğunca onu dinleyin. Sonra da duygularını onaylayın. Bu, söylediklerine katıldığınız anlamına gelmez ama onun için önemli olan kısmın ne olduğunu anladığınızı gösterir.” Eğer o sırada genç evladınızı dinleyecek zamanınız yoksa, ne zaman konuşabileceğinizi hemen söyleyerek erteleyin.
  • Sağlıklı duyguları göstererek örnek olun. “Bir ebeveyn olarak evladınıza nasıl davranması gerektiğini düşündüğünüzü anlatabilir, ona her türden strateji sunabilirsiniz ama eğer kendi öfkenizi doğru yönetmiyorsanız, bağırıp çağırıyor veya yapıcı olmayan başka davranışlar sergiliyorsanız, davranışlarınız onlara verdiğiniz nasihatlerin önüne geçerek başka mesajlar verecektir” diyor Dr. Bernard. Önce kendi öfke patlamalarınızı engellemeyi öğrenmelisiniz. Sonra da ara sıra bunu nasıl yaptığınızı görmesini sağlayarak genç çocuğunuza da bir örnek sunmalısınız.
  • Genç çocuğunuza bebekmiş gibi davranmayı kesin. Genç yaştaki çocuğunuza çocuktan ziyade genç bir yetişkinmiş gibi davranmanız, ergenlik öfkesinin bir kısmını dindirebilir. Önce patronluk taslamaktan ve otorite sergilemekten vazgeçin. “Bu yaştaki çocuklarınızla sanki bir iş arkadaşınızla ya da başka bir yetişkinle konuşur gibi konuşun” diyor Dr. Abblett. Tabi bu sınırlar koymayacağınız ve çocuğunuzun sizi çiğneyip geçebileceği anlamına gelmiyor. Dr. Abblett bu durumu “Genç yaştaki evladınıza, ‘seninle mantık yeteneğini kullanabilen ve olgunluk sergileyebilen bir insanmışsın gibi konuşacağım, çünkü sen öylesin’ diyorsunuz” diye açıklıyor. Ayrıca genç çocuğunuza yaşına uygun şeyler yapabilme fırsatı sunmanız, örneğin arkadaşları ile sinemada buluşmasına izin vermeniz veya okul faaliyetleri ve takvimi ile ilgili kararlar vermesini sağlamanız da önemlidir. Bu sayede yalnızca öfkesini dizginlemekle kalmayacak, ayrıca yetişkinliğinde ihtiyaç duyacağı karar verme ve problem çözme becerilerini de geliştirmesini sağlayacaksınız.
  • Öfkesine sınırlar getirin. Abblett diyor ki: “Genç evladınızın her kafası attığında bir şeyleri fırlatamayacağını, başkalarını azarlayamayacağını veya lanet okuyamayacağını veya fiziksel şiddete başvuramayacağını bilmesi gerek.” Eğer bunları yaparsa, yaptığının sorumluluğunu da alması ve örneğin kırdığı şeylerin parasını ödemesi veya birisini incitmişse ondan özür dilemesi gerekiyor.
  • Yapıcı alternatifler sunun. Çoğu genç duygularını başka nasıl ifade edeceğini bilmediği için bağırıp çağırır. Duygularını ifade edebileceği alternatifler sunun (bu öneriyi sakin bir zamanında yapın, öfkeyle haykırdığı esnada değil). Derin nefes alma, bir günlük tutma, yürüme veya boks sporu gibi fiziksel faaliyetlerde bulunma, veya müzik dinleme hüsran duygusunu azaltmaya yardımcı olabilir.

Kaynak: https://www.goodhousekeeping.com/


Bu yazı İstanbul Go Okulu editörlerince yazılmıştır/çevrilmiştir. İstanbul Go Okulu kaynak olarak gösterilmeden kullanılamaz, kaynak gösterilmek kaydıyla ticari olmayan amaçlar için izinsiz kullanılabilir. Ticari amaçlı olarak, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.
0 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir