Okul Çağındaki Çocuğunuzla Etkili İletişim İçin 7 İpucu

Çocuğunuzla etkili iletişim kurmakÇocuğunuzla her gün konuşursunuz. Ancak kabul etmeliyiz ki, ebeveynler olarak yoğun bir tempomuz var ve “yapmamız gereken işlere” geçebilmek için çocuklarımızla konuşmalarımızı yüzeysel tutmak daha kolayımıza geliyor. Günlük yaşamda yüzeysel konuşmaların yeri olsa da çocuğunuzun odaklanmanıza ve onu daha dikkatli bir şekilde dinlemenize ihtiyaç duyduğu zamanlar da vardır.

Çocuğunuz bunu size söylemez ancak zaman zaman onun ne düşündüğünü ve hissettiğini öğrenmek için iç yaşantısını irdelemenize ihtiyaç duyar. Bu sadece hem çocuğunuzun hem de sizin onun duygularını daha fazla anlamlandırmasına yardımcı olmakla kalmayacak, aranızdaki ilişkiyi de güçlendirecektir. Çocuğunuz, onunla gerçekten ilgilenmek için zaman ve enerji harcadığınızda onu daha iyi anladığınızı sezgisel olarak hissedecektir.

Çocuğunuzun tüm dikkatinize ihtiyaç duyduğu bu zamanlarda ona en iyi şekilde odaklanmanıza yardımcı olacak yedi ipucunu aşağıda bulabilirsiniz.

Tüm vücudunuzla dinleyin. 

Çocuğunuzun konuşmaya ihtiyaç duyduğunu hissettiğinizde tüm dikkatinizi ona verin. Gerçekten dinlediğinizi göstermek için yüzüne bakın, göz teması kurun, gerekirse çocuğunuzun seviyesinde olmak için diz çökün, hatta başınızı eğin.

Duygunun farkına varın. 

Çocuğunuzun sözlerinde veya beden dilinde belirgin bir duygu varsa o duyguya dikkat edin. Bir gözleminizi dile getirmek veya onun söylediği bir şeyi farklı şekilde yeniden ifade etmek faydalı olacaktır. Bu, onu ve duygularını ciddiye aldığınız mesajını verir. Örneğin, “Hava karardıktan sonra dışarıda oynamana izin vermediğim için mi üzgünsün?” diyebilirsiniz. Bu yansıtıcı ifadeler çocuğunuzun vereceği cevaplarla ne hissettiğini onaylamasının veya netleştirmesinin yolunu açar ve konuşmanın ilerlemesini sağlar.

Çocuğunuzun duygularını kabul edin. 

Empati, başka bir kişiye, özellikle de bir çocuğa verebileceğimiz en güçlü ve rahatlatıcı tepkilerden biridir. Bu duyguları kabul ettiğinizde, onları onaylamış olursunuz. Buna öfke ve hayal kırıklığı gibi genellikle “olumsuz” olarak değerlendirdiğimiz duygular da dahildir. Çoğu zaman, duygularının kabul edilmesi çocuğun önündeki sorunla başa çıkmaya başlaması için ihtiyaç duyduğu tek şeydir. Bir çocuğun duygularını onayladığınızda onu o duyguya karşı duyarlı hale getirmiş, o duyguyu hissetmesine izin vermiş ve diğer insanlarda da bu duygunun var olduğunu kabul etmiş olursunuz.

Düzeltme yapmayı geciktirin ve daha fazla bilgi toplayın. 

Çocuğunuz size karşı çıktığında, haksız olduğunu düşünseniz bile onu hemen düzeltme dürtüsüne karşı koyun. Karşılık vermeden önce ne söyleyeceğini dinleyin. Hatta, durumu neden o şekilde gördüğü hakkında daha fazla bilgi edinmek için çocuğunuza takip soruları sorarak bir adım daha atın. Bu yaklaşım, çocuğunuzun duygularını kabul eder ve konuşmasını sağlar. Onu sadece düzeltmeye değil endişelerini dinlemeye istekli olduğunuzda çocuğunuz sizinle daha fazla işbirliği yapacaktır.

Durumu çocuğunuzun gözünden görmeye çalışın. 

Tepki vermeden önce çocuğunuzun referans sistemine girmeye çalışın. Çoğu zaman, çocuklarımızın yetişkinlere has düşünme biçimlerini anlamalarını bekleriz ve onların durumu nasıl gördüklerini veya durum hakkında nasıl düşündüklerini dikkate almayız. O anda doğrudan tanımlayamadıkları veya isteyemedikleri hangi gelişimsel ihtiyaçları olabilir?

Örneğin, siz ve eşiniz bir akşam sizi çok heyecanlandıran bir program için dışarı çıkarken çocuğunuz sizin gitmenizi istemediği için bakıcının önünde duygusal bir çöküş yaşamıştır. Sinirlenebilir, çocuğunuzun davranışını görmezden gelebilir veya kendinize şunları sorabilirsiniz: Çocuğum şu anda ne söylemeye çalışıyor? Benim dikkatimi gerektirecek nasıl bir ihtiyacı olabilir? Örneğin, üzgünlük davranışı konfor, güvenlik, güvence veya anlamadığınız başka bir şeye yönelik bir talep olabilir mi? Belirli davranışların onların gelişimsel ihtiyaçlarıyla bağlantılı olduğunu gördüğünüzde, akılcı ve sabırlı davranmak ve uygun şekilde müdahale etmek daha kolay olacaktır.

Çocuğunuzu aşağılamaktan kaçının, bunun yerine davranışa odaklanın. 

Bir çocuğu aşağılamak onun değerini düşürür. Örneğin, 10 yaşında bir oğlan çocuğu bu hafta kahvaltıda üçüncü kez sütü devirmiştir ve babası öfkeyle patlar: “Aptal şey, niye dikkat etmiyorsun?” Zaman içinde, bu utanç durumları çocuğun kusurlu hissetmesine neden olur. Daha iyi bir yaklaşım davranışa odaklanmaktır. Aynı durumda baba şöyle tepki verebilirdi: “Sorun değil. Bir bezle temizleyelim. Sadece küçük bir kaza. Masadaki bir şey uzaktaysa uzanmaya çalışmak yerine bizden sana uzatmamızı iste, tamam mı?” Bir çocuk kusurlu olmayı nasıl düzelteceğini bilemez ancak destekleyici ve teşvik edici bir şekilde yönlendirme yapılırsa davranışını düzeltmeyi öğrenebilir.

Çocuğunuzu çözümler hakkında proaktif şekilde düşünmeye teşvik edin. 

Çocuğunuzla aynı fikirde olmadığınız bir karar vermeniz gerektiğinde ona neyin olmasını ya da neyi değiştirmek istediğini sorun. Bu, her sorun için farklı seçenekler olduğunu görmesine yardımcı olur. Bir soruna makul bir yaklaşım getirebilirse, fikrini uygulamayı denemesine izin verin. Çocuklarımızı çözümün bir parçası olmaya teşvik ettiğimizde, sorunu çözmeye daha fazla motive olurlar.

Kaynak: https://www.mentalhelp.net/


Bu yazı İstanbul Go Okulu editörlerince yazılmıştır/çevrilmiştir. İstanbul Go Okulu kaynak olarak gösterilmeden kullanılamaz, kaynak gösterilmek kaydıyla ticari olmayan amaçlar için izinsiz kullanılabilir. Ticari amaçlı olarak, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.
0 cevaplar

Cevapla

Yazıyla ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz.
Buraya yorumlarınızı yazabilirsiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir